6 Ocak 2014 Pazartesi

the hobbit 2


DİJİTAL KALE

DİJİTAL KALE
Amerikan Ulusal Güvenlik Teşkilatı NSA’nın şifre çözücü süper bilgisayarı TRANSLTR’nin bile üstesinden gelemediği, çözülmesi imkânsız gibi görünen bir şifre... 

ABD’den ve NSA’dan intikam almak isteyen bir dâhi… 

Dünyanın dört bir yanında ve sanal ortamda yaşanan nefes kesici bir kovalamaca… 

Cinayetler, casusluk oyunları ve müthiş bir macera! .. 

Ulusal Güvenlik Teşkilatı (NSA) , ABD istihbarat ağının belkemiğini oluşturan bir kuruluştur. Yörüngedeki casus uyduları, dünyanın her tarafındaki dinleme istasyonları ve ajanları aracılığıyla elektronik iletişim ortamlarını izlerken ABD'nin düşmanı olan devletleri ve suç örgütlerini takip eden teşkilatın en büyük güvencesi TRNSLTR adlı şifre çözücü bilgisayardır. İletişimin artık e-posta ve internete dayandığı bir dünyada, mesajların şifrelerini hızla çözen, üç milyon işlemciye sahip ve koca bir binanın içine ancak sığan bu süper bilgisayar, en zor şifreleri bile dakikalar içinde çözerek Amerikan istihbaratına sürekli bilgi sağlamaktadır. 

Ama bir gün, TRNSLTR'nin çözemediği bir şifreyle karşılaşılır. Eski bir NSA çalışanı olan bir bilgisayar dâhisi, NSA bütün dünya insanlarının iletişim mahremiyetini ihlal ettiği için TRNSLTR'nin varlığını açıklayıp kamuoyundan özür dilemediği takdirde bu şifreyi herkesin kullanımına açacağını söyler. Bu da, artık dünyadaki bütün mesajların 'Dijital Kale' adlı bu algoritma ile şifrelenmesi ve NSA'nın kör olması anlamına gelir. 

Bu sorunun üstesinden gelmesi için, zeki olduğu kadar çekici bir kadın olan, NSA'nın baş kriptografı (şifrecisi) Susan Fletcher çağrılır. Susan'ın, genç bir profesör olan sevgilisi, dilbilimci David Becker'ın da bu konu için ve tesadüfi gibi görünen bir şekilde İspanya'ya gönderilmesi, olayların karışmasına, NSA'nın içine bir gölge düşmesine ve içinde entrikaların ve cinayetlerin de olduğu, zamana karşı bir yarışın başlamasına yol açar... 

THE HOBBİT

     Hobbit kitabını okumayanlar için özet bölümü:

Beklenmedik Bir Parti (1)
Topraktaki bir oyukta bir hobbit yaşardı.Solucan kuyruklarıyla ve sulu çamur kokusuyla dolu,iğrenç,pis,ıslak bir oyuk değil,oturacak veya yemek yiyecek bir yeri olmayan kuru çıplak,kumlu bir oyukta değildi.Bir hobbit kovuğuydu ve bu da konfor demekti.
Bu hobbitin hali vakti yerindeydi ve adı Baggins’ti.Kapı tüneli andıran boru şekilli bir hole açılıyordu.Tuhaf bir tesadüf eseri,uzun zaman önce dünyanın sessizliğinde,gürültü daha az,yeşil daha çok,hobbitler ise hala boldur.
Her şeyden habersiz Bilbo’nun o sabah gördüğü tekşey,asa taşıyan ihtiyar bir adamdı.Adamın pek kendisine göre olmadığını karar vermişti ve gitmesini istiyordu.
Bu Dwalin’di.
Ker yerken kapı daha yüksek sesle çalındı.Gelen Balin’di.Kısaca Bilbo’nun en tuhaf Çarşamba günlerinden biriydi.Hızlıca geçicem,Bunun ardından 11 cüce daha gelir ve Gandalf en son gelir(Thorin’le beraber).Cüceler yiyip içmişlerdir ve Bilbo çok sinirlidir.Ve cüceler erken kalkıp yolculuk için hazırlık yaparlar, ve Bilboyu’da davet ederler,Yeşil Ejderha Hanında buluşup yola koyulurlar.

Koyun Kızartma (2)
Burada yani bu bölümde Biblo ve cüceler trollere esir düşerler ama Gandalf’ın Ayrıkvadi’de bu üç troll hakkında bilgi edindiğinde hemen Gandalf hobbit ve cücelerin yanına gelir ve trollerle onların sesi gibi aralarını bozar ve cüceleri ve hobbiti(hobbit bir ağacın üzerindeydi) kurtarır.Ve gün ışığında troller heykele dönüşürler.Ve büyücü,hobbit ve cüceler trollerinin mağarasında bazı silahlar,yelekler ve kılıçlar bulurlar,sonra yollarına devam ederler.

Kısa Bir Dinlenme (3)

Hepsi aşağı indikçe(patikadan) keyifleri yerine geliyordu.Çam ağaçları yerlerini koyun ve meşeye bıraktı ve akşamın loşluğunda rahatlık veren bir his vardı.Çimenlerin yeşili tamamen silinmiş ki,nihayet akarsuyun kıyıların pek de yukarısında olmayan bir açıklığa geldiler.Burası Ayrıkvadi Elrond’un eviydi,Ve burada kafile 1-2 hafta kadar kalıp,Elrond’dan trollerden aldıkları kılıçlar hakkında bilgi edindiler.Veda ve iyi dileklerini anlatan şarkılar arasında,yeni serüvenlere hazır yüreklerle ve Dumanlı Dağlar’ın ardındaki topraklara doğru izlemeleri gereken yolun bilgisiyle sürdüler bineklerini.

Tepenin Üstü ve Tepenin Altı (4)

Kafile bu bölümde goblinlere tutsak düşüyor ve onları yine Gandalf kurtarıyor.Vadiden çıkıp Son Sıcak Yuva’yı geride bıraktıktan günlerce sonra bile hala yokuş tırmanıyorlardı.Yüksek dar bir yerdeydiler ve bir yanlarında korkunç bir uçurum loş bir vadiye iniyordu.Ardından bir rüzgar ve yağmur geldi ve yağmurla doluyu dört bir yöne savurduğundan başlarının üzerindeki kaya çıkıntısı onları hiç korumaz oldu.Asasının ucunda bir ışık yaktı şayet hatırlıyorsanız,o çok uzun zaman öncesinde kalmış gibi gelen günde Bilbo’nun yemek odasında yapmış olduğu gibi ve onun aydınlığında mağarayı baştan sona keşfettiler.Hayli geniş gibiydi,ama fazlasıyla büyük ve gizemli görünüyordu.Hızlıca geçecek olursak birazdan mağaranın arkada duvarında bir çatlak belirir,goblinler hepsini Gandalf hariç hepsi goblinlere tutsak düşmüşlerdi ama Throin’in kılıcına gören Ulu Goblin sinirlenmişti ve bunları kesin dediğinde aniden savaş başlamış gibi oldu.Ulu Goblin,goblin doğrayan kılıçla ölmüştü derken,Gandalf asasının ucundaki ışığı yaktı.Ve bütün cüceler,hobbit ve büyücü,Gandalf ve Thorin en arkadaydı gelen goblinleri kılıçlarıyla parçalıyorlardı.Bilbo Bombur’un sırtındaydı.Bilbo Bombur’un sırtından hoplayarak goblin diyarının karanlık tünellerinden birine düştü.Ve kafasına sert bir kayaya çarpmıştı.

Karanlıkta Bilmeceler (5)

Arkadaşlar bu bölümde ise,Bilbo ve Gollum bilmece oyunu yapıyorlar zevk verici ama hızlı anlatacağım.Bilbo gözlerini açtığında etraf kapkaranlıktı çok yavaş hareketlerle ilerliyordu.Eli bir çıkıntıda bir şey hissetti.O Yüzük’tü Karanlıklar Efendisi Sauron’un kayıp yüzüğü idi ama bu onu fark etmedi,hemen alıp cebine koydu.Ve burada arkadaşlar yüzük bulunuyor,Gollum’u bilmece oyununda yeniyor ve goblinlerin arasından yüzüğü takıp ilerliyor.Goblinlerin dışarı,dağa açılan kapısını gördü ve hızlı koştu,goblinler ise Ulu Goblin’in ölümünden sonra çok sinirliydiler ve koşuşturuyolardı.Kapıdan zar zor çıkmış tı ki,üzerindeki giysisinin düğmeleri koptu.

Yağmurdan kaçıp Doluya Tutulmak (6)

Bu kısımda ise Bilbo,Gandalf ve cüceleri buluyor.Ve yollarına devam ederken 'warg'ların saldırılarına uğruyorlar ve kartallar onları kurtarıyor.Sonra ise Kocaoğlan Beorn’un evine doğru gidiyorlar,kısacası bu kısımda maceralarının en tuhaf bir yanlarını görecekler.

Tuhaf Bir Mesken (7)

Bu bölümde Beorn’un evine gidiyorlar.Evine giderken hiç görmedikleri kadar arılardan 2-3 kat daha büyük arılar görüyorlar,Gandalf Bilbo’yu da alıp ilk onlar maceralarını anlatıyorlar ve cüceler 2’şerli sıra halinde her 5dk’da bir geliyorlar ve kendilerinden bahsediyorlar.Beorn anlattıkları hikayenin masal olduğu sanarak pek ilgilenmiyordu,ama onlara bugünlükiyi davrandı,ve yemekler yendi,yemekleri hayvanları masaya koydu ve onlarda yedi.Öbür ki gün Beorn kafileye Kuyutorman ile büyük öğütler verdi.Ve sonra haftalarca dayanabilecek erzak verdi ve de binekler tabii.


Sinekleri ve Örümcekler (8)

Bu bölümde Cüceler örümceklere esir düşecek ama Bilbo onları kurtaracaktır. Kısacası Kuyutorman’dan giderken örümceklerle küçük bir savaş yaparlar ancak cüceler, örümceklere esir düşerler ama Bilbo onları tekrar kurtarır ve yollarına devam ederler.


Zincirden Boşanmış Variller (9)

Bilbo cüceleri orman elflerinin hapishanelerine kadar izler.Elfler taii o zamanlar cücelere kin besliyorlardı,çünkü onlarla bazı hazineler için savaş bile yapmışlardı.Bilbo tutsak olan cücelerle hep iletişim halindeydi ve Elf Kralının bir gün ormanda şenlik olduğu gün hepsini bir varilin içine yerleştirip onları göle doğru iter kendi ise,zar zor bir varile tutunur ve ılımsı bir havası olan gölde yüzük giderler.Hobbit cücelere bir şey oldu duygusundaydı,ama cüceler karaya çıktığında ise neyseki fazla yara almadan hepsi çıkabilmişti ama içlerinden bazıların durumu ciddiydi ve hava soğuktu, hasta idiler.


Sıcak Bir Karşılama (10)

Bu bölümde hobbit ve cüceler Esgarothlu göl insanlarıyla tanışıyorlar ve burada vakit geçiriyorlardı,kısaca bu arkadaşlar ve Gökyüzüne bakılınca Yalnız Dağ görünebiliyordu ve Bilbo’nun içinde kötü bir his vardı,günlerce kaldıktan sonra yolculuklarının en önemli kısmına gelmişlerdi! Yalnız Dağ!


Kapı Eşiğinde (11)

Kapı Eşiğinde günlerce kamp yaparlar ama güzün sonlarına doğru yolculukları hızlanır ve Doğu Kapısını bulurlar.Ama ejderhadan korkarlar.Smaug Yalnız Dağı kontrol ediyordu.Çünkü ejderhalar hazinelere pek düşkündüler.Bu kısımda Bilbo ve cüceler kapıyı nasıl açıp içeri girmeyi düşünüyorlardı.


İçeriden Bilgiler (12)

Bu kısımda ise Altın Smaug ve Bilbo birbirleriyle konuşacak.Ama Bilbo yüzüğü taktığından ejderha hobbiti göremiyordu ama hisseleri kuvvetliydi ve hissediyordu.Ve konuştukları günün gecesi Smaug,dağdan gümbürtü koptu ve Dağın etrafında heryeri yağmılıyordu,ve bineklerini ne yazık ki kaybettiler,Smaug onları yemişti! Cüceler gittikçe kızgınlaşıyorlardı.Bilbo ve cüceler aralarında konuşurken ihtiyar Ardışkuşu onları dinliyordu ve biryandan Esgaroth insanlarına haber gönderiyordu.


Evde Yok (13)

Karanlıkta oturan cüceler bir hayli umutsuzlardı.Çok az yiyorlar,çok az konuşuyorlardı.Sessizlikte ejderhanın kurnaz bir şeytanlık çevirdiğinden korkuyorlardı ve orada sonsuza dek kalamazlardı.Hepsi kapıdan tekrar içeri girmek istiyorlardı.Yine içeri girdiler yine heryer karanlıktı,Gloin ateşi getirmişti.Hazine parıldıyordu yüzlerine ama Thorin Meşekalkan Arkentaşını aramakla meşguldü.Ejderhadan ses yoktu.



Ateş ve Su (14)

Bir bölüm olduğundan hikayeside kısa,burada Ardışkuşu yanına Kuzgunkuşu alıp geliyor ve Esgaroth’a neler olduğunu ve Smaug’un öldüğü anlatıyor,cüceler sevinç haykırıklarıyla bağırıyorları ama şehir yanmıştı ama onu öldüren Dale soyundan Bard’dı demişler hazinelerine doğru koşmuşlardı ve birkaç günün ardından Göl İnsanları ve Orman Elflerinden oluşan bir ordu Dağın altında kamp kurmuşlardı.


Bulutların Toplanması (15)

Toplanan kuşlarının sayısı hala artıyordu.Topluluklar halindegüneyden geldiler ve hala Dağ’ın civarında yaşayan kargalar başlarının üzerinde çember çizmeye ve hiç ara vermeden haykırmaya devam ediyorlardı.İşte o ihtiyar Ardışkuşu yine gelmişti.Genellikle her şeyi olan biten her şeyi bu bölümde öğrendiler,Elfler ve Göl İnsanları dağa kamp kurmuştular bile,cüceler elflere kin kapıyordu!Kuzgunkuşuyla Thorin kuzeni Daine haber yollamıştı bile Dain yola yanında 500 baltalı cüce ile yola çıkmıştı.

Gecelin Bir Hırsız (16)

Bu kısımda ise Bilbo Elf Kralı ve Bard’la görüşüyor çünkü Arkentaşını o saklamıştı,ve onlara gösterirken sonra Bard’ın eline verdiğinde gözlerini kamaştıran bir ışık vardı,bulundukları ortamda.Ve Bilbo Dağ’a dönerken yaşlı bir ses çıkmıştı ve bu Gandalf’tı.Çok sevinmişti.Cüceyi kaldırıp kendi uyudu.Ordular gittikçe çoğalıyordu.Thorin yine kuşa tekrar haber yollatmış idi,daha hızlı gelin diye.


Bulutlar Patlıyor (17)

Hepsi birbiriyle tarşıyordu,Elf Kralı Bard ve cüceler tabii,o anda Dain ve 500 adamı geldi sanki savaş olacak tı ki.Gandalf bağırdı! Gandalf:
Hepinizin bahtına bir dehşettir çöktü! Heyhat! Tahminimden daha çabuk geldi.Goblinler yanınızda.Ey Dain,babasını Moria’da katlettiğin Kuzeyin Bolg’u geliyor.Böylece kimsenin beklemediği bir savaş başladı,adı Beş Ordular Savaşı dendi.Plan şu idi;
Goblinler hepsinin düşmanıydı ve onların gelişi üzerine bütün anlaşmazlıklar unutulacaktı.Tek umutları goblinleri Dağ’ın kolları arasındaki vadiye çekmek,kendilerinin de güney ve doğuya uzanan büyük kollara adam yerleştirilmesiydi.Beorn’da savaş idi ve Bolg’u o öldürmüştü ve yerden Thorin’in bedenini kaldırdı.

Dönüş Yolculuğu (18)

Bilbo savaş olurken Elf Kralı’nın ve Gandalf’ın yanında yüzüğü takılı izliyordu.Derken kafasını çarptı ve uyandığında bir elf onu bulmak için son kez gelmişti ve Bilbo’da hızlıca yüzüğünü çıkararak hemen ses verdi.Ve cüceler ona hazineden hak ettiği payı verdiler,Gandalfla evlerine doğru yola başladılar,önce Beorn’un evine sonra Ayrıkvadi’de Elrond’un evine konuk olurlar ve orda birkaç gün geçirip yollarına devam ederler.

Son Safha (19)

Bilbo sonunda evine varmıştır ama evinin önünde tuhaf bir kalabalık vardı,yani bu Bilbo’nun öldüğü ve sonra evindeki eşyaların satılık olduğu öğrenir.Hazinenin bir kısmıyla tekrar almak zorunda kalır.Bir güz günü Gandalf ve Balin onu ziyaret gelirler ve birlikte eski maceralarını anlatırlar.

5 Ocak 2014 Pazar

Obsidiyen Jennifer L. Armentrout

Obsidiyen 
Jennifer L. Armentrout

Tür: Paranormal Aşk, Genç Yetişkin
Sayfa: 360
Seri: Lux 1
Toplam Seri Kitabı: 5
Orjinal Adı: Obsidian
Çevirmen: Bilge N. Zileli

Her şeye yeniden başlamak çok berbat.
Annemle birlikte Batı Virginiaya taşındığımızda, kendimi sıkıcı işlere adamıştım, ta ki tüyler ürpertici yeşil gözleri ve kaslı vücuduyla yan komşumuz karşımda dikilene kadar.
Ama işler tahmin ettiğiniz gibi gitmedi. O, ağzını açtı.
Daemon hem kabaydı hem de kendini beğenmiş bir pislikti. Birbirimizden hoşlanmamıştık. Tam hikâye burada bitiyordu ki bir kazaya uğradım ve Daemon zamanı dondurarak beni
kurtardı. Yakışıklı uzaylı komşum üzerimde bir iz bırakmıştı. Yanlış okumadınız. O, bir uzaylı. Daemon ve kız kardeşinin yeteneklerini çalmak isteyen düşmanları vardı ve Daemonın bıraktığı iz bütün düşmanları başıma toplamıştı. Bu korkunç durumdan canlı kurtulmak içinse tek yapmam gereken üzerimdeki uzaylı izi etkisini yitirene kadar
Daemonın yanından ayrılmamaktı. 

yorumum=

babası ölünce annesiyle yeni bir başlangıç yapmak için taşınan Katy,  yan evlerinde oturan yakışıklı ama bir o kadar da kaba (Katy'nin deyişiyle ÖKÜZ :)) Daemon'la ve ikizi Dee ile tanışıyor ve olaylar başlıyor! Çünkü komşuları, Lux isimli gezegen yok olduğu için dünyamıza göçmüş uzaylılar. Onlar gibi olan başkaları da var kasabada ve büyük bir gizlilik içinde yaşıyorlar. Çünkü yine onlar gibi uzaylı olan düşmanları yerlerini bulursa onları öldürüp güçlerini ele geçiriyorlar. 

Dee ile çok yakın arkadaş olan Katy, Daemon'la inişli çıkışlı bir çok olay yaşıyor ve onun tüm öküzlüklerine ve hıyarlıklarına rağmen (affınıza sığınıyorum bunlar Katy'nin kelimeleri benim değil :)) birbirlerine aşık oluyorlar. Lay lay lom :) Ama ayrı dünyaların insanları oldukları için (ehi ehi iğrenç bir espriydi kabul) bir türlü bir araya gelemiyorlar. Neyse efendim günlerden bir gün, Daemon Katy'nin hayatını kurtarmak için zamanı durdurmak zorunda kalınca ona her şeyi anlatmak zorunda kalıyor ve aralarındaki çekimle birlikte başlarına türlü türlü olaylar geliyor....